28.05.2017 – Mecidiyeköy
Selam günlük, bugün keyfim nispeten yerinde. İnsanın keyfi yerinde olunca yazası geliyor. Keyfim niye yerinde tam olarak bilmiyorum ama bir düşüneyim şimdi.
Öncelikle sakinim, yetiştirmem gereken bir şeyler yok, en azında çok acil şeyler yok. Yoksa yapılacak sürekli bir şeyler var tabi. Belki bir gün yapmak zorunda olduğum şeylerin olmadığı bir hayatım olur. Bu biraz ütopik gerçi. Ben zaten bir şeyler üretmeden boş boş da oturmak istemem herhalde. Ama belki sadece kendime karşı sorumlu olduğum zamanlar gelir. Böyle tanımlamak daha iyi sanki. Sadece kendime karşı sorumlu olmak. Gerçi şu anda da aslında öyle değil miyim bir bakıma? Aman neyse siz anladınız olayı, çok da felsefe yapasım yok şu anda.
Keyfimin temel kaynağı galiba iş güç yüzünden bunalmamış olmak şu anda. Yoksa müthiş eğlenceli bir haftasonu geçirmedim. Şu anda Pazar akşamı saat 18:32. Arkadaşlarlaydım 2 gündür, sohbet muhabbet iyiydi, ama öyle çok abartılacak bir şey yok.
Blogum için biraz daha yazmam lazım. Ne zamandır yazacak motivasyonu kendimde bulamıyorum. Aslında şu an fena değil yazmak için, veya hedeflerimi falan gözden geçirmek için. Bu tarz aktiviteler yapacak zamanı bulmak beni iyi hissettiriyor çünkü ihtiyacım var aralarda oturup bir her şeye tepeden bakabilmeye. Öbür türlü değmeyecek şeyler içinde kayboluyorum, ruhsal olarak kötü, stresli durumlara düşüyorum.
Hayatı daha yavaş, sindire sindire yaşamak lazım, hayatı farkında olarak yaşamak lazım, hayatın geçip gitmemesi lazım. Bunun için de haldur huldur değil dura dura baka baka yaşamak lazım.