06.02.2018 – Beşiktaş/Ev
Son günlerde aklıma sık sık Bilkent günleri geliyor. Tam olarak neden bilmiyorum. Belki de bir aydır ailecek beraber yaşamak bana o günleri hatırlatmıştır.
Okumaya devam et “Günlük Parçaları – 26”Kişisel Blog
Son günlerde aklıma sık sık Bilkent günleri geliyor. Tam olarak neden bilmiyorum. Belki de bir aydır ailecek beraber yaşamak bana o günleri hatırlatmıştır.
Okumaya devam et “Günlük Parçaları – 26”Şöyle bir düşünce var kafamda. Bu kadar hedef cart curt koyuyoruz da tam olarak ne istiyoruz? Mutluluk benim için nedir? Ulaşılacak bir şey olmaması lazım mutluluğum, sürekli bir şey olması lazım.
Okumaya devam et “Mutluluk Tanımlama Çabası”Hemen baştan söyleyeyim Bodrum Yarı Maratonu benim için harika geçti. Hem koşunun kendisi, hem de yanımda olan insanlar sayesinde çok güzel bir koşu seyahati anım oldu.
Okumaya devam et “2 Ekim 2022 – Bodrum Yarı Maratonu”Aralarda aklıma gelen düşünceleri belki sonradan bunlarla ilgili daha uzunca yazarım diye not alıyorum. Söyle yazmışım. Hayatın sürekli ileri gitmek zorunda olan bir şey olması üzerine: Hayat durabilen bir şey değil durunca çürüyor insan ve her şey, tek başına veya birisiyle ileriye yol almak lazım, öbür türlü boşta bir tekne gibi sürükleniyorsun.
Okumaya devam et “Hayatın İleri Gitmesi Üzerine”Çeşit çeşit şeyle uğraşmayı, bol bol hobi edinmeyi seven bir insanım. Hatta açıkcası işin normali böyle gibime geliyor. Ne yalan söyleyeyim hiç veya neredeyse hiç hobisi olmayan insanlar garibime gidiyor. Bilemiyorum, hayatın doğal bir parçası gibi geliyor bana hobiler. Bir insanın hiç hobi edinmemesi, sadece hayatını kazandığı bir işi olması ve geri kalan zamanını öyle aklına ne eserse onu yaparak boş boş geçirmesi hayatın doğasına aykırı gibi geliyor.
Okumaya devam et “Hobi Edinmek ve Hobilerin Faydaları Üzerine”Yaklaşık altı yedi yıldır kendi işimi yapıyorum. Bu durumdan da çok memnunum. Kendi işini yapıyorsun diye her şey mükemmel olmuyor tabi. Herkese göre değil kesinlikle. Artısı eksisi çok. Farklı bir dünya. Ama bana göre bir dünya. Neyse, bütün bunları başka zaman konuşuruz. Ben merak edenler için kurumsal hayattan çıkıp kendi işimi kurmamın hikayesini anlatmak istiyorum.
Okumaya devam et “Bir Kendi İşini Kurma Hikayesi”Bu aralar aklımda dolanan bir konu var, hayatı bir oyun olarak görmek. Ama öyle goy goy bir oyun değil. Spesifik olarak bir strateji oyunu gibi. Veya ne bileyim belki biraz World of Warcraft gibi. O da zaten bence strateji oyunu. Şehir, ülke, imparatorluk falan kurmak yerine karakter geliştiriyorsun onda da.
Okumaya devam et “Hayatı Oyun Olarak Görmek Üzerine”Bir yerde sadece bulunmanın verdiği bir mutluluk var. İlla bir şey yapıyor veya bir nedenden dolayı, bir amaç için bir yerde bulunmak gerekmiyor. Sadece orada olmak yetiyor bazen. Etrafın farkında olmak, hoşunuza giden şeylerin, size mutluluk veren bir ortamın içinde olmak.
Okumaya devam et “Bir Yerlerde Bulunmak Üzerine”Ne zamandır şöyle erken kalkıp, Earl Grey çayımı koyup, kendimle zaman geçirememiştim. Bugün yapabildim, çok mutluyum. Bunu yapabilmemin sebebi dün geceyi de kendi istediğim şekilde geçirebilmiş olmak, sakince…
Okumaya devam et “Erken Sabah Saatleri”Bazılarınız bildiği gibi ben bol bol kitap okuyorum, meditasyon yapıyorum, günlük tutuyorum, bloguma yazıyorum; ve bunlarin hepsi aynı zamanda benim hedeflerimde de olan şeyler. Ama tabi bunlar bir noktadan başka bir noktaya ulaşmakla ilgili hedefler değil, daha çok bu alışkanlıklarımı sürdürmem ile ilgili hedefler.
Okumaya devam et “Hedefler, Ek İşler ve Yaklaşımlar”