2 Ekim 2022 – Bodrum Yarı Maratonu

Bodrum Yarı Maratonu Alican

Hemen baştan söyleyeyim Bodrum Yarı Maratonu benim için harika geçti. Hem koşunun kendisi, hem de yanımda olan insanlar sayesinde çok güzel bir koşu seyahati anım oldu.

Beklentisizlik

En son ne zaman bu kadar beklentimin belirsiz olduğu bir koşuya katıldığımı hatırlamıyorum açıkçası. En son yarı maratonumu pandemiden önce koşmuştum. Herhalde üç sene falan geçmiştir üzerinden. Hangi koşuydu onu bile hatırlamıyorum. (Yine Bodrum‘muş).

Genel olarak kafamda iki saatin altında koşabilirsem iyi olur gibi bir fikir vardı. Kendi yarı maraton PB’m (Personal Best) de yine Bodrum’da 1:45 civarıydı bu arada. Belki PB’ye yakın 1:50 gibi bir şey koşarım, belki de patlarım 2:15 falan koşarım diyordum içimden.

İşin antrenman kısmına gelince aslında iyi antrenman yapmıştım son aylarda ama tatillerden dolayı çok bölünmüştü bu antrenmanlar. O yüzden ne çıkar benden bu koşuda hiç kestiremiyordum gerçekten.

Kafamdaki plan bu koşuya bir tık hızlı başlayıp 5:00 civarı bir pace ile artık nereye kadar dayanabileceksem devam edip, sonra yavaşlaya yavaşlaya bir şekilde bitirmekti koşuyu. Biraz ters bir strateji aslında ama nasıl koşacağımı hiç kestiremediğim için en mantıklısı bu geldi.

Pre-Race Nutella + Earl Grey

Kolaylık olsun diye koşudan önceki gün kalmak için kendimize merkezde koşu startına yakın bir yerden otel ayarlamıştık. Starttan yaklaşık 2 saat önce uyandım, güzel güzel hazırlıklarımı yapmaya başladım. Klasik koşu öncesi kahvaltımı yaptım ekmek üstü nutella ile. Tatlı tatlı Earl Grey çayımı içtim. Kendimi acele ettirmeden yavaş yavaş uyandırıp koşu havasına girme çalışmaları bunlar hep.

Koşu sabahın köründe olduğu ve ben uyandığımda vücudum genelde odun gibi olduğu için biraz miyofasyal gevşetme hareketleri yaptım. Ulan bu da çok komik bir isim, miyofasyal gevşetme. Neyse. Start’a yakın bir saatte yavaş yavaş artık otelden çıkıp koşu alanına yürümeye başladım. Alana varıp biraz kendimce kendimi ısındırdım. Zaten alana vardığımda starta da çok yoktu. Start çizgisinde sıraya girdim, 5-10 dakika sonra da yarış başladı.

Bodrum Yarı Maratonu

Koş

Kafamdaki stratejiye uyarak kendime göre hızlı başladım. İşin ilginç kısmı çok zorlandığımı hissetmeden 5:00 pace’i tutturabildim. Hatta ilk 2 km’den sonra baktım kendimi iyi hissediyorum biraz daha hızlanıp 4:45 pace civarı koşmaya başladım. Zaten beşinci altıncı kilometrelerden sonra Bodrum Yarı Maratonu’nun belalı inişleri çıkışları başlıyor, pace’ler birbirine giriyor. Ben kendimi zorlayarak ama öldürmemeye çalışarak devam ettim.

Kafamda kendimi bu şekilde zorlayarak 11-12. kilometrelere bir atıp sonrasında ne olacak diye bakmak vardı. Nabzım böyle yarışlarda her zaman olduğu gibi zaten 190 üzeriydi. Zaten bütün yarış ortalamam 192 oldu.

11. km’yi geçtikten sonra kendimi hala iyi hissediyordum. Baktım fena gitmiyor, her şey yolunda, bu 5:00 pace altı tempoyu artık devam ettirebildiğim yere kadar devam ettirmeye karar verdim. 17. km sonlarına kadar da bu hızlarda devam edebildim. Sonrasında ise artık bu temponun acısı çıkmaya başladı. 5:00 pace tutturamasam da 5:10 civarı devam edebildim yarış bitene kadar.

Zaten son kilometrenin içindeyken anlamıştım yeni bir PB geleceğini ama şu dakika hala pek aklıma yatmıyor ben nasıl böyle koşabildim diye. Yarışı 01:41:16’lık bir süreyle bitirdim. Yarış öncesi benim için ihtimal dışı bir dereceydi.

İthaf

Ben bunun tamamen Bodrum’un kendisinden kaynaklandığını düşünüyorum. Bodrum’da hep güzel şeyler oluyor. Aynı zamanda yanımda çok güzel insanlar vardı, onların da payı büyük bence. Mutluyum son zamanlarda. Bu PB’yi kesinlikle kendi antrenmanlarıma, hazırlıklarıma falan değil mutlu hayata, Bodrum’a ve yanımdaki güzel insanlar ithaf ediyorum.

Bodrum Yarı Maratonu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir