04.07.2017 – Beşiktaş/Eagle Shelter
Selam gençlik, uzun bir süre sonra tekrardan Eagle Shelter’dayım. İnsan özlüyor samimi yerleri. Üzerimde tatlı bir hüzün var şu anda. Hüznün tatlısı olur herhalde di mi? Bana olabilirmiş gibi geldi.
Dün Cansu’nun artık temelli İstanbul’dan taşındığı günün bugün olduğunu öğrendim. Biraz ani oldu tabi. Gerçi daha Amerika’ya 10 Ağustos’ta gidecek. Hatta ben de onunla beraber gideceğim, yani daha o Amerika’ya yerleşmeden onu bol bol göreceğim. Ama geri kalan vaktini Ankara’da geçirmek istiyor ki bu da artık kardeşimle oda arkadaşlığımızın bitmesi anlamına geliyor. Kardeşimi de çok sevdiğim için bu bana belli bir hüzün veriyor. Ama tabi bunun birçok açıdan kötü bir şey olmadığını bildiğim için buna tatlı bir hüzün diyorum.
Cansu’nun Amerika’ya gidip yalnız başına başka bir ülkede yaşamasının onun için çok yararlı olacağını düşünüyorum, benim için öyle olmuştu. … Neyse, çok uzatmayayım, öyle çok dramatik bir olay değil ve olması gereken bir şey. Sadece dün Cansu’yu evde bavullarını hazırlarken görmek olayı biraz ani donk ettirdi kafamda.
2 saat sonra eve geldiğimde:
Anahtarını kapının deliğine soktum, çevirmeye başlayınca kapının kilitli olduğunu anladım. Demek ki kardeşim evde yoktu, demek ki artık gitmişti.
Son iki saati neden onun yanında değil de, dışarıda geçirdiğimi düşündüm. Evde daralmış, dışarı çıkmak istemiştim. Demek ki yine hayattaki önceliklerimi unutmuştum. Keşke onunla son bir akşam yemeği yeseymişim.