bu amatör hayaletin nasıl olsa ‘tek’ kitapta kalacağı düşünülmüş, gene de bu ‘tek’ kitapla (bile) kalacağı fikri kolay kolay sindirilememiştir.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar, S.6
Büyük şehirlerimizde dine bağlılığın özellikle küçük burjuva ailelerinde zayıf olması, din terbiyesinin verilmesinde gösterilen ihmal, çocukların, daha çok taşradan gelen hizmetçilerin efsaneleriyle yetişmesine sebep olmuştur.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar, S.199
Ne yazık onlara ki çıkarlarına dokunulmadıkça doğru yola gitmezler ve Allah’ın kendilerine sunacağı nimetleri bilmezler.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar, S.199
Gerçi bazı adamlar çıktı bizi anlamak üzere; ama bizi size anlattılar, bizi bize değil.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar, S.203
Değişebilmek. Kendinin bile tanıyamayacağı yeni bir varlık olmak. Bütün canlıların olanca güçleriyle karşı koydukları bir değişim, bir başkalaşım. Korkutucu ve aynı zamanda çekici bir eğilim. Hücreler bütün güçleriyle, dış etkenlere karşı koyar ve vücuda girmek isteyen yabancı unsurları dışarı atmaya çalışırken değişebileceğini, onların bu kör inadını yenebileceğini düşünmek, insan için ne kadar zordu. Değişmek, kendine yabancılaşmak demekti.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar, S.287
Yoksa, yarından korktuğumuz için, düne köle gibi bağlanacak mıyız?
Oğuz Atay, Tutunamayanlar, S.316
Kendine çeki düzen verse bu kadar güzel görünmez.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar, S.317
Kitaplarla, yani bir çeşit masal dünyasıyla hayatı karıştırıyorum eskisi gibi. Galiba gittikçe de düzeltilemez oluyorum bu konuda. Masalın nerede bittiğini, hayatın nerede başladığını farkedemiyorum. Bazen, suratıma bir garip bakıyorlar; o zaman uyanır gibi oluyorum.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar, S.334
yaşamak aynı zamanda yaşamış olduklarını hatırlamak demektir
Oğuz Atay, Tutunamayanlar, S.468
Gerçek mühendislerin kız çocuğu olurmuş.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar, S.494
Babaları olmadan uyumuyorlar. Görünüşte ne masum bir söz. Tercümesi: hiçbir akşam ve pazar, beni onlarla yalnız bırakma. İş yolculuklarını ne yapayım? Bırak başkaları gitsin. Şirkette adam mı yok?
Oğuz Atay, Tutunamayanlar, S.498
Hayır, insanları seviyormuş ama, genel anlamda.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar, S.501
Benim gibi, başkalarına hırslanarak neşelenmek gibi aldatıcı bir eğlenceye kaptırmamışsın kendini.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar, S.505
Bütün babalar, oğullarına: “Oku da adam ol” diyorlar. Gene de kimse okumuyor.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar, S.518
Ben böyle adamları sevmem Olric. Sizin gibi bir adam efendimiz. Ben, benim gibi olanlardan hiç hoşlanmamışımdır.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar, S.522
Sevgili ailemizden gizli biriktirdiğimiz paralarımızı da çabuk bitirmeyelim. Bir organımızı kaybetmiş gibi oluruz. Henüz yerini nasıl dolduracağımızı bilemediğimiz bir organ, bu para denen şey. Bu parayı kimse bilmediği halde, gene de bankadan çekerken heyecanlandım Olric.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar, S.522
Tabiatın bitip tükenmek bilmeyen hareketini görmek için tembel gözlere ihtiyaç var, diye düşündü.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar, S.523
Bir silgi gibi tükendim ben. Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım: mürekkeple yazmışlar oysa. Ben, kurşunkalem silgisiydim. Azaldığımla kaldım.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar, S.536
Neden yaşamalıyım? sorusunu sormamı engellemek istiyor. Bu nedenle Kafka’yı okutmuyor bana.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar, S.545
Salinger diye bir yazar var; Zen ticareti yapıyor Amerika’da (geçimi bu yüzden). Salinger’e göre de İsa-Mesih, televizyon programını ön sıradan seyreden o şişman kadın işte. Özenti.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar, S.587
Hürriyet tarifiniz nasıl? Sizin de hürriyetiniz, başkalarının hürriyetinin başladığı yerde mi bitiyor? Hayır, yok böyle bir şey. Herkes, başkalarını rahatsız etmekte de hürdür. Bana başka türlü bir hürriyet öğretmişlerdi. Hürriyetin öğretilebileceğini sanmıyoruz. Bana demişlerdi ki: ya başkaları da seni rahatsız etmeye kalkarsa? Haklı değiller miydi? Onları bırakıp gidersin hemen; başına böyle bir iş gelirse. Kabul edersiniz ki bu hürriyet, bu yaşayış akla uygun görünmüyor. Akla uygun olduğunu ileri sürmüyoruz. Acaba bu anlattığınız yer… Soru sorulmamasını istiyorsunuz; siz de sormayın. Henüz eski alışkanlıklarınızdan kurtulamadığınız görülüyor.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar, S.598