İnsanın sahip olduğu düğün salonunda eski kız arkadaşının evlenmesi ne demek?
Özgür Bacaksız, Mutsuz Çocuklar Ülkesi, S.19
Ve insan bir gün anlar ki; en çok sevdiği her şey uçup gider, değişir yürekler, biter duygular. Geride kalır müzikler, kokular, anılar. Suçu olmayan tüm şeyler geride kalır.
Özgür Bacaksız, Mutsuz Çocuklar Ülkesi, S.25
Ama insan gider. Çok sevse de gider.
Gurursuzluğun ve umutsuzluğun altında “gitmek” bazen yaşamak için sebeptir, acı da olsa hayatta kalmanın eylemidir.
Özgür Bacaksız, Mutsuz Çocuklar Ülkesi, S.31
Yılların getirdiği boşluk duygusuyla kendi içinde bağdaş kurmuş kişiler başka insanlarla birleşerek iyileşemezler…
Özgür Bacaksız, Mutsuz Çocuklar Ülkesi, S.39
Belki kaybedeceksin ama kendin kalacaksın, belki bu ahalinin zoruna gidecek ama kendin olacaksın düşünsene… Ruhun, varoluşun kıvırmayacak, dürüstlük akacak damarlarından. “Kendi kalanlar toplumda kaybeder, ama varoluşta kazanır.” der Sartre. O kazanıp iyi bir varoluşçu oldu. Değişmediği için Nobel’i reddetti, o yüzden o bir Sartre. Peki ya sen? Herkes misin? Seni herkesler sevsin.
Özgür Bacaksız, Mutsuz Çocuklar Ülkesi, S.57
Bir gün çıkıp dedim ki: “İyi bir hayatım olsun yeter artık!” Sonra bir baktım, eski hayatım benden önce ordaymış.
Özgür Bacaksız, Mutsuz Çocuklar Ülkesi, S.85
Ve bizi gözetleyen kendim, her metrobüse binişimde tüm insanları izlemeye ve anlamaya gayret ettiğim ruhum…
Özgür Bacaksız, Mutsuz Çocuklar Ülkesi, S.87
Ulan derdiniz ne ya derdiniz ne, gelin bir çay içelim iyi olun, sıcak olun, sevin birbirinizi diyemiyorum.
Özgür Bacaksız, Mutsuz Çocuklar Ülkesi, S.91
Sonsuz minnet duyuyorsun acılarına, salaklıklarına, deliliklerine, yaşanmışlıklara, her an için…
Özgür Bacaksız, Mutsuz Çocuklar Ülkesi, S.115
Ne iyi etmiştin uyruğunu, dinini, mezhebini, memleketini bilmediğin, öğrenmek istemediğin dostların vardı.
Özgür Bacaksız, Mutsuz Çocuklar Ülkesi, S.117
Düşlerini yitirenler, aklını da yitirdi, çocukluğunu kaybedenler, büyüklüğünü de kaybetti, kuşlar dünyaya inanmaktan vazgeçti.
Özgür Bacaksız, Mutsuz Çocuklar Ülkesi, S.128