Bir yerlerde bir yazı okumuştum. Bazı şeyleri neden yaptığımızla ilgili bir analiz yaptırıyordu. İnsanın kendi kendine neden neden diye sora sora derine indiği tarz bir analizdi. Ben de kendime sormuştum koşu, yazmak, yelken gibi şeyleri neden yapıyorum, bunları yapmakla ilgili ortak bir nedenim var mı diye.
Koşudan başlayalım mesela. Koşuyorum çünkü koşmak hoşuma gidiyor. Ama tabi bu sığ cevapla kalmayacağız. Peki koşmak benim neden hoşuma gidiyor? İlk önce koşu bir spor sonuçta. Spor yapmayı, yapmış olmayı seviyorum. Beni daha sağlıklı, güçlü hissettiriyor spor. Böyle hissetmek beni mutlu ediyor.
Koşu aynı zamanda zor bir spor, özellikle düzenli koşabilmek. Zor şeyleri başarmak, başarmış olmak beni tatmin ediyor. Kendimi başarılı hissediyorum. Başkalarının yapamadıklarını, yapamayacaklarını yapmak hoşuma gidiyor. Bir nevi belki de farklı olmak hoşuma gidiyor.
Neden Nasıl Farklı?
Peki mesela neden bu böyle? Neden başkalarından farklı olmak hoşuma gidiyor? Zor bir soru. Belki burada olay tam olarak farklı olmak değildir. Kendini zorlamayan, bir şeyler başarmak için uğraşmayan insanları sevmiyorum nedense. Gerçi tam olarak böyle de değil. Tam anlamıyla bir şey yapmamak değil aslında galiba kastettiğim. Bir amacı, hedefi olmayan insanları pek anlamıyorum diyebiliriz.
Hayatta hedefleri olan insanlar o hedefleri ciddi bir şekilde koymuşlarsa o hedeflere ulaşmak için çalışıyorlar da zaten. İnsanların çoğunun da hayatta pek hedefi olmadığını gözlemlediğim için hedefi olan insanlar otomatikman farklı insanlar oluyorlar benim için. Bu tarz bir farklılığın içinde olmaya çalışmak hoşuma gidiyor. Belki o yüzden burada olay farklı olmak değil de hayatta bir hedefim olması. Hayatta hedefi olmayan insanları pek sevmiyorum. Hayatta hedefi olan bir insan olmayı seviyorum. Koşmak da bu hedeflerde bir tanesi.
Karakter Meselesi
Peki mesela zilyon tane yapılabilecek şey varken neden koşu? Bir sebebi yukarıda bahsettiğim gibi işin spor kısmı. Ama koşu aslında çok sağlıklı bir spor değil o yüzden neden koşu yani? Basit bir spor koşu. Çok ekipmana veya sahaya falan ihtiyacın yok. Çık dışarı koş işte. Ve yalnız yapabileceğim bir spor. Bütün bunlar biraz benim karakterime uyuyor. Minimal olan, kendi başıma yapabildiğim, sakin şeyleri seviyorum.
Tabi burada başka bir soru çıkıyor karşımıza. İyi hoş koşu benim karakterime uyuyor ama neden benim karakterim böyle? Artık bundan sonrası birazcık profesyonel psikologların işi sanırsam. Ama kendi öğrendiklerimden yola çıkacak olursam insanın büyürkenki aile yapısının karaktere etkisinin büyük olduğunu anlıyorum. Her ferdinin kendi kendine yetebilmesini sağlayacak bir aile ortamına sahip oldum büyürken. Ve bu durum da hep hoşuma giden bir durum oldu. E işin geri kalan kısmı da artık genlerle falan alakalıdır herhalde. Biraz karışık tabi herhalde ama koşuyu bu yukarıda anlattığım sebeplerin hepsinden dolayı seviyorum ve yapıyorum.
Başka İşler, Aynı Şeyler
Biraz da nispeten yeni yeni yapmaya başladığım bir şeyden, yelkenden bahsedelim. Yelkenle ilgilenme nedenlerim daha değişik mesela. Ya da bilemiyorum belki değişiktir belki değildir. Yelkenle ilgilenme sebeplerimin en büyüklerinden birisi deniz. Denizin yakınında olmayı, denizi seviyorum. Benim için dinlendirici bir etkisi var. Herkes için vardır gerçi herhalde. Doğayı da, doğayla iç içe olmayı da seviyorum. Yelken bana bu fırsatları veriyor. Aslında bakınca şimdi koşu için de bunları söyleyebilirim sanki. O da aynı şekilde bana doğa ile iç içe olma fırsatı veriyor.
Denizciliğin, yelkenciliğin böyle hafif “raw“, “off-the-grid” bir boyutu var. Türkçe kelime aradım ama bulamadım. Belki biraz kendi kendine yetebilme de diyebiliriz buna. Hoşuma gidiyor bu tarz şeyler. Neden hoşuma gidiyor dersek galiba yine karakter analizine bağlayacağız. İlginç işin dönüp dolaşıp aynı yere bağlanması, güzel de.
İyi De Neden Yani?
Ama burada şimdi şöyle bir soru sormak istiyorum. Ben koşuyla, yelkenle bunlar benim karakterime uyduğu için ilgileniyorum. Tamam, iyi hoş, mantıklı her şey. Ama illa karakterime uygun diye bunları yapmam mı gerekiyor? İlla bir şey yapmam mı gerekiyor? Tamam, karakterime uygun olmayan şeyler yapmayayım ama uygun olanları illa yapmam mı gerekiyor? Neden bu böyle yani? Neden yapıyoruz bütün bu şeyleri?
Burada galiba bu şeyleri yapmanın bize getirdiği faydalar öne çıkıyor. Koşmak sadece benim karakterime uygun diye koşmuyorum. Bana sağlık olsun, başarı hissi olsun bunun gibi şeyler sunduğu için koşuyorum. Çünkü bunlara ihtiyacım da var hayatta. Bu ihtiyaçlarımı da benim karakterime uygun olan şeylerden karşılamak çok daha mantıklı.
O zaman aslında şöyle de diyebiliriz. İnsanların çeşitli ihtiyaçları var ve bunların bazılarını karşılamak için bu tarz hobisel şeyler gerekli. Ama o zaman da şöyle bir sonuç çıkıyor. Yaptığımız her şey bir ihtiyacı karşılamak için mi? Sadece keyif almak için çeşitli hobiler edinip bunlarla ilgilenemez miyiz? İşin burası biraz iç içe bence. Öncelikle keyif almak da bir çeşit ihtiyaç. Aynı zamanda hobilere tek yönlü bakmamalıyız. Atıyorum bir hobi insana keyif verirken, sağlık da katabilir, sosyal çevre de edindirebilir, kimi zaman hayatın zararlı yönlerinden de koruyabilir, ve bunların hepsi aynı anda olabilir.
Neyi neden yaptığımız baya karışık bir iş anlaşılan. Bu kafa yakma seansının sonuna kadar beni çektiğiniz için teşekkür ederim.
Samimi bir yazı olmuş, okurken keyif aldım.