16.08.2017 – Pittsburgh, PA / Cansu’nun evi
Ulan bu salon çok huzurlu ya. Gerçi tam olarak salonda değilim şu anda. Mutfak ve salon birleşik, ve toplamda kocaman bir alana sahipler. Aynı zamanda mutfaktan açılan bir veranda da var.
Mutfakta şu anda benim oturduğum masa kocaman bir masa. Ev çok eski olmasa da eski bir ev. Eşyalar da eski sayılır. Baktığınızda kesinlikle modern bir ev demezsiniz. İç mimari kasılmış eski bir ev de değil. Muhtemelen sağdan soldan eşyaların bir araya gelip oluşturduğu bir ortam var burada.
Bana şu anda huzur veren şeyin ve şeylerin tam olarak ne olduğunu bilmiyorum ama tahminlerim var. Galiba ilk olarak verandaya açılan kapıdan gelen rüzgar, ağaç, çiçek, böcek sesleri. Bu seslerin dalga deniz sesine benzer bir etkisi var. Aynı zamanda Jehan ve Evrencan düetleri de huzura çok güzel eşlik ediyorlar. Elimin atında bir kupa da Earl Grey çay var. Artı huzur puan hep bunlar.
Olmazsa olmaz bir şey, etrafta benden başka kimsenin olmaması tabi. Tek başıma daha huzurlu ortam. Galiba masamın kocaman olması da huzuru arttırıyor. Büyük ama kasıntı bir masa değil. ‘Rahat’ bu masayı anlatmak için uygun kelime, veya ‘samimi’. Hatta ‘samimi’ genel anlamda bu ortamı iyi anlatıyor bence. Samimiyet şart tabi huzur için.
Neyse ben ne diyordum? Aslında pek de bir şey demiyordum. Ortam huzurlu. Müzik falan da iyi olunca bir şeyler yazayım dedim, ne yazacağımı düşünmeden. Huzurlu ortamlara yazmak iyi gidiyor bence. Hem yazmak hem düşünmek hem de yazarak düşünmek. Mesela şu anda tatil için uçak bileti falan bakmam lazım ama bu ortama kıyamıyorum. Valla üşengeçlikten falan değil. Ortam o kadar güzelken yakışmaz şimdi Pegasus’tan falan bilet bakmak.
Ulan aslında hedeflerimden birisi de bu olmalı. Hayatımın her anının şu andaki gibi olmasını sağlamak. Sadece tembel tembel oturmaktan bahsetmiyorum tabi. Böyle huzurlu ortamlarda huzurlu huzurlu üretmek. Şu an seve seve yazı yazıyorum, bunun gibi mesela.