İçindekiler
Sabahın Sessizliği
Sabah erken kalkmanın pratik faydaları ile ilgili konuşmadan önce bir kere şundan bahsetmek istiyorum. Sabah erken kalkmak benim için sadece şu işime yarıyor, bu şekilde bana faydası oluyor diye yaptığım bir şey değil. Sabah erken kalkmak benim hoşuma gidiyor. Sabah erken kalkmayı sevdiğim için bunu yapıyorum.
Nesini seviyorsun derseniz öncelikle sabahın erken saatlerinin sessizliğini seviyorum. Hem insanların sessizliğini hem etrafın sessizliğini. İnsanların çoğu hala uyuyor oluyor ben kalktığımda zaten. Kimsenin gürültüsü olmuyor etrafta. Kimsenin beni aramayacağını da biliyorum. Huzur veriyor bu durum.
Arabası olsun, motoru olsun, kornası olsun, yol çalışması olsun çok daha az gürültü oluyor. Bunlar olmayınca huzur oluyor. Bu ses meselelerine biraz takığım galiba, daha önceden de bir iki yazım olmuştu bunlarla ilgili. Şöyle aşağıya usulca bırakıyorum bu yazıları:
Sabahın Doğası
Sonrasında ise sabahın doğal güzelliğini seviyorum. Güneşin doğmasını ve gece karanlığının yavaş yavaş aydınlığa dönüşmesini izlemek benim hoşuma gidiyor. İlla güneşin doğumunu göreceğim diye bir derdim yok. Havanın yavaş yavaş aydınlanması izlemek, farketmek bana yetiyor. Her gün olan ve benim çok hoşuma giden bir doğa olayı bu.
Bazen sırf bunu daha güzel yaşamak için sabah güneşin aydınlanmasına yarım saat falan kala dışarı koşmaya çıkıyorum ki ben koşumun ortasındayken güneş doğsun, hava yavaş yavaş aydınlansın, koşuya karanlıkta başlayıp aydınlıkta bitireyim. O derece yani.
Sabahın Verimliliği
İşin pratik yanlarına gelecek olursak sabah erken kalkmanın benim için en büyük faydası herhalde sabahları çok verimli çalışıp çok güzel iş halledebilmemdir. Bunda muhtemelen yukarıda anlattığım şeylerin yarattığı ortamın etkisi büyük. Sabahın sessizliği, doğal güzelliği bana huzurlu bir ortam yaratıyor. Doğal olarak da bu ortamda daha verimli çalışabiliyorum. Genelde bu yüzden kafamı çok kullanmam gereken işleri bu saatlerde halletmeye çalışıyorum. Angarya işleri daha yorgun olduğum günün akşamüstü saatlerine bırakıyorum.
Bu tabi kişiden kişiye değişir herhalde ama genel anlamda ben sabahın köründe kalkmasam bile günün ilk saatlerinde daha verimli olabilen, daha çok iş halledebilen, bir nevi sabah kafası daha çok çalışan bir insanım. Bazıları gece geç saatlerde müthiş işler çıkarıyorlar. Ben onlardan biri değilim. Benim gece geç saatlerde yapabildiğim en iyi iş uyumak.
Güne Bir Adım Önde Başlamak
Tabi sabah erken kalkıp verimli bir şekilde iş halledebilmenin en büyük faydalarından birisi de güne şöyle hazır, zinde bir giriş yapabilmek. Etrafta çok gözlemliyorum, millet işe yarım saat geç geliyor, yetiştirecekleri de bir ton iş var, zaten geç gelmişler, bir panik havasında eşyalarını sağa sola fırlatıp, bilgisayarın başına geçip, stresli stresli, söylene söylene, milleti tersleye tersleye iş yetiştirmeye çalışıyorlar. Daha sabahtan günün gerisinde kalarak başlıyorlar güne.
Bazı işleri, özellikle o gün yapılması gereken önemli işleri, erkenden halledince insana günün geri kalanı için bir özgüven ve sakinlik geliyor. Ya da artık buna kafa rahatlığı mı dersiniz bilemem. Ama bana faydası büyük oluyor bu durumun. En basitinden günün geri kalanını daha huzurlu geçirmemi kolaylaştırıyor sabah erken kalkıp sakin sakin işlerimin bir kısmını halledip gün hızlandığında biraz daha hazır olmak.
Erken Yatmak Erken Kalkmak
Gelelim biraz işin mekaniğine. Bol bol soran oluyor tabi nasıl kalkıyorsun o kadar erken diye. Veya sormadan manyak mısın diye dalanlar da oluyor. Olsunlar tabi. Ama aslında öyle aman aman bir şey yaptığım yok. En önemlisi sabah erken kalkacağım diye uykusundan kısan, günde sadece beş saat falan uyuyan insanlardan değilim. Erken kalkmak için erken yatıyorum.
Uyku önemli valla benim için. En az yedi sekiz saat uyumayınca zaten istediğim kadar erken kalkayım yukarıda bahsettiğim yok verimli çalışmaymış yok sabahın huzuruymuş falan bunlar kalmıyor. Öyle güne beş saat uyuyup çakı gibi olan insanlardan değilim maalesef. O yüzden eğer sabah 05:00 gibi kalkıyorsam 21:00-22:00 arası yatağa girmeye çalışıyorum.
Tabi insanlar tarafından o saatte yatılır mı lan tavuk diye eleştirildiğim de oluyor. Valla ben yatıyorum. Zaten açıkcası saat 22:00’dan sonra falan benden pek hayır gelmiyor. Ha bir plan vardır, arkadaşlarla dışarı çıkmışızdır eğleniyoruzdur, sabahlara kadar otururuz hiç sorun değil. Çok da hoşuma gider. Öyle günlerin sabahında zaten illa bu sabah da erken kalkacağım diye psikopatlık yapmıyorum.
Ama normal günlerde belli bir saatten sonra bende anca Youtube’da boş boş gezinecek kafa kalıyor. Bu da tabi aralarda rahatlatıcı bir aktivite bence ama yine de şöyle güzel, dinlendiren bir uykunun ve ertesi sabah erkenden zinde kalkmanın yerini tutmuyor. Birazcık How I Met Your Mother’daki “Nothing Good Happens After 2 A.M.” meselesi gibi. Orada mevzu farklıydı gerçi ama olsun yine de 🙂