08.12.2017 – Beşiktaş/Ev
Oh, huzur. Evde tek başımayım, rahatım. Şarabımı koydum, güzel müzik var, bol bol yazmak istiyorum. Ne yazarım bilmiyorum ama bol bol yazmak istiyorum.
Şu anda Ezgi Aktan çalıyor. Nedense beni hafiften eskiye götürüyor Ezgi Aktan dinlemek. Çok da eskiye değil gerçi, 6-7 ay öncesine falan herhalde. Ezgi Aktan’ı yeni keşfettiğim ve günde yüz kere dinlediğim zamanlara.
Müziğin böyle bir yanı var, bir şarkıyı çok sevdiğimde ister istemez şarkıyı dinlediğim anlar şarkının parçası oluyor. İleriki zamanlarda dinlediğimde şarkıyı o anlarla beraber dinliyorum.
Şu anda keşke Bodrum’da, evimde sakin sakin otururken bunları yazsaydım diyorum. Ha şu anda da keyfim yerinde tabi ama öyle daha güzel olurdu. Nereden geldi aklıma Bodrum acaba şimdi diye soracak olursam kendime, muhtemelen üstümde t-shirt falan olmadığından geldi. Normalde evde genelde t-shirt giydiğim için sanki böyle oturunca hava çok sıcak da ben de Bodrum’da böyle rahatım gibi geldi. Neyse.
Şu şarabı kadehime doldurdum ama daha tadına bakamadım, durun bir bakayım.
…
Fena değil gayet güzel, bir Boğazkere şarabı.
…
Dur şimdi de biraz çerez alıp geleyim.
…
Fıstık aldım çerez olarak merak edenlere. Neyse, ne diyorduk? Fıstık aldıktan sonra biraz telefona bakındım, dağıldım. Bol bol yazmak istiyorum demiştim ama neyse salla, sonra yazarım.