06.01.2017 – İstanbul-Boston Uçağı
Merhabalar, farkettim ki uzun süredir yazmamışım, neredeyse bir ay olmuş. Yazmaya başlamadan önce bu deftere yazdıklarımı tekrardan okudum, çok zaman olmadı tabi ben buraya yazmaya başladığımdan beri, birkaç küçük şey dışında genelde unutmamışım yazdıklarımı. Ama farkettim ki son bir ayda herşey biraz daha hızlı gelişmiş.
Oralara geleceğim ama şimdi şu anda ne yaptığımdan biraz bahsedeyim. Şu anda uçaktayım. Yine Vistaprint’e gidiyorum 2 haftalığına. Aynı zamanda Zona’yım şu anda. Birkaç gün önce öğrendim, su çiçeğinin yetişkinlerde tekrardan çıkan versiyonuymuş. İşin daha ilginç kısmı; stres, uykusuzluk, yorgunluk gibi nedenlerden bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla olurmuş. Hastalığımı öğrenince açıkçası değişik hissettim kendimi. Hasta olmak sorun değil açıkçası, zaten hiçbir zaman öyle hastalıktan panikleyen biri olmamışımdır. Beni asıl etkileyen yaşadığım hayat tarzı yüzünden hasta olmuş olmak. Stres, yorgunluk, uykusuzluk bunların hepsi bende var, şaşırmadım o yüzden böyle bir hastalığa yakalandığımı öğrenince. Önceki yazılarımı okuyunca farkettim ki şu son zamanda hayat iyice zorlaşmış benim için. Belirsizliklerin yerini başka belirsizlikler alırken üstüne bir de iş yüküm çok arttı. Dışarıdan kendime bakınca aslında kendimle hafif bir gurur da duymuyor değilim, iyi başa çıkmışım bunca şeyle. Aynı zamanda kendime iyi bok yemişsin diyorum, sen başa çıktığını düşün bak Zona oldun.
…
Kendi işim biraz hız kazandı. Hal böyle olunca sabahın köründe kalkıp onunla ilgileniyorum. Nefes almadan çalışıp akşamüstü eve Vistaprint’e bakmaya geliyorum, yatana kadar iş yapıp yorgunluktan bayılıyorum.
Bu iş böyle gitmez, benim bir şekilde hayatımı daha dengeli hale getirmem lazım. Bunun olması için aklıma ilk gelen çözüm tabi Vistaprint’i bırakmak. Tabi şimdiye kadar gördüğümüz üzere bu öyle kolay bir karar değil. Sorun şu ki, her ne kadar kendi işim her geçen gün ilerlese de, hala tek gelir kaynağım Vistaprint.
…
Aslında kendi işimin daha bir gelir getirmiyor olması çok sorun değil, ben yine bırakırım Amerika tarafını. Asıl sorun kendi işimin daha çok güven vermemesi. Tam her şey yolunda giderken sürekli işi komple yatırabilecek haberler gelebiliyor. … Gerçi belki de bu işlerin doğası böyledir. Hatta muhtemelen öyle. O yüzden bunu muhtemelen kabullenmem gerekiyor. Maaşlı bir iş değil bu, riskler her zaman olacaktır. O zaman ne yapmalı Vistaprint’i bırakmalı mı? Ben şu anda buna şu açıdan bakıyorum: Benim şu anda amacım ne? Ne olacak amk? Zona olmuşsun, tabi ki de hayatını daha dengeli hale getirmek senin amacın.
Düşünüyorum da Vistaprint’i bırakmak şu aşamada sanki bu amaca hizmet etmeyecek. İş yükünü azaltacak bu evet ama bence stresimi daha fazla arttıracak. Kendi işimin durumu beni daha fazla etkileyecek.
Neyse yazmaktan biraz sıkıldım açıkçası, toparlayayım. Birçok değişken var bu kararın etrafında, para, garantici yaklaşmak, kendi işim için alınacak riskler, kendi işime daha fazla enerji harcamanın getirecekleri (belki bu iş anca böyle olacak), benim kariyer planımda Vistaprint’in pek yeri olmaması. Var da var, buraya da yazmak istedim ama yemeğim geldi ve biraz sıkıldım. 🙂 Zaten bunları sürekli düşünüyorum. (bknz. Zona)