Bazen düşünüyorum zamanında neden Elektrik Elektronik okumayı seçtim diye. Çok öyle aman aman bir nedeni yok açıkçası. 17 yaşında hepimize soruyorlardı ne okuyacaksın diye ÖSS tercihlerini yaparken, biz de bir şeyler seçmeye çalışıyorduk işte.
17 yaşlarında insan birçok şeyi bildiğini zannedebiliyor. Ama işte hayatının geri kalanında ne olmak istediğine kim ne kadar mantıklı bir karar verebilir ki o yaşlarda. Aslında düşününce 17 yaşından bile erken başlıyor bu iş. Daha lisenin başında soruyorlar sayısalcı mı olacaksın, eşit ağırlık mı vs diye. Oradaki seçim çoğu insanın geri kalan hayatını dikte ediyor zaten.
Ha insanlar sonradan çok farklı yollar seçebiliyorlar, bu da mümkün tabi, örnekleri var. Ama çok gayret lazım. Sonuçta kaç kişi bu şeyi yapabiliyor. Neyse, bir sistem eleştirisi yapma niyetim yok. Birazcık laf lafı açtı sadece. Ben neden Elektrik Elektronik seçtiğimi anlatmaya çalışıyordum.
Sayısalcı Kafası
Matematik, fen gibi derslerde hep daha iyiydim. Edebiyat, sosyal bilgiler de help kötü olduğum derslerdi. Ha şu anda büyük bir edebiyat tutkunuyum. O zamanlar söyleselerdi inanmazdım. Hatta aralarda geliyor keşke üniversitede edebiyat okusaymışım, ne kadar keyifli olurdu diye. Ama işte o işler öyle olmuyor sizin de bildiğiniz gibi. O yaşlarda hangi derslere kafan basıyorsa senin olayın o. E hal böyle olunca sayısalcı olmak benim için üzerinde çok düşünülecek bir karar değildi. Doktor olmak istemiyordum. O zaman da geriye zaten mühendislik kalıyor.
Neden Elektrik Elektronik’e gelince de Elektronik Elektronik’in bütün mühendislik bölümleri arasında en yüksek puanlı bölüm olmasının benim kararımda etkisi olduğunu inkar edemeyeceğim galiba. Biraz o zamanların modası gibiydi sanki. Belki hala öyledir tam bilmiyorum. Ondan önce bir aralar Endüstri Mühendisliği için aynı şey geçerliydi diye hatırlıyorum.
Makineler, Binalar, Programlar, Devreler?
Ben açıkçası makinelerden veya binalardansa dijital şeylere daha fazla ilgi duymuşumdur hep. E anlattığım gibi işin modası da işin içine girince kendimi Elektrik Elektronik’te buldum. Şimdi düşününce aklıma neden hiç Bilgisayar gelmemiş şaşırıyorum doğrusu. İşte belki Elektronik’in puanı daha yüksek olduğu içindir. Bilgisayar ve Elektronik arasındaki farkı da o zamanlar çok kavradığımı düşünmüyorum gerçi.
Şimdi tekrar seçme fırsatım olsa Bilgisayar seçerdim muhtemelen. Devrelerdense, yazılımlar daha çok ilgimi çekiyor. Ama belki o zaman da hala mühendislik yapıyor olurdum. Şimdi olduğum noktaya bakınca, iyi ki mühendislikten kopmuşum diyorum. Böyle atıp tutması kolay tabi. Kim bilir Bilgisayar okusaydım nerelerde olurdum. Aslında belki de aynı yerde oldum. Bilmiyorum, bunu kurcalamak gereksiz muhtemelen.
Neyse, öyle çok parlak nedenlerle seçmedim kısacası Elektrik Elektronik bölümünü. Birazcık şans, birazcık kafamın matematiğe fene basması, birazcık da o zamanki koşullar diyebiliriz. Bu çok da gerekli olmayan beyin fırtınasında bana eşlik ettiğiniz için teşekkür ederim. Öyle aman aman bir hikaye değil ama benim kafamı zaman zaman kurcalıyor işte hayatımın böyle kararları. Karar denirse buna tabi.