Haftasonu Bodrum yarı maratonuna katılmak için Bodrum’daydım. Koşu süper spor. Sayesinde Bodrum’a gidecek bir bahanem daha oldu. Cumartesi sabahtan yola çıktım, uçakla Bodrum’a gittim. Kalacağım otelin koşuya yakın olması için merkezde tutmuştum zaten, havalimanından Havaş otobüsüne binip merkezin yolunu tuttum. Güzel bir süpriz olarak Havaş’a para ödemedim. Koşuculardan para almıyorlarmış.
Okumaya devam et “6 Ekim 2019 – Bodrum Yarı Maratonu”Günlük Parçaları – 4
1.12.2016 – Beşiktaş/Ev
Okumaya devam et “Günlük Parçaları – 4”Bu aralar gerçekten mental açıdan zor zamanlar geçirdiğimi düşünüyorum. Bir nevi sınandığımı düşünüyorum. Sürekli bir belirsizlik ve stres var. Şimdiye kadar bunlarla başa çıkma konusunda fena değildim bence ama.
Günlük Parçaları – 3
11.11.2016 – Beşiktaş/Ev
Okumaya devam et “Günlük Parçaları – 3”Geriye dönüp baktığımda bu rahatsız olduğum şeyleri iyi kötü bir şekilde hep hallettim. Ha halledemediğim de olmuştur, olacaktır da ama hep alternatif bir yol bulunuyor.
Amerika’da Üçüncü Yıl
Amerika’da üçüncü yılım MBA’in bitmesi ve Vistaprint’te işe başlamam ile başladı. Amerika’da İkinci Yıl yazımda bahsetmiştim birazcık, bu geçiş bende hızlı oldu. Vizeyle ilgili bazı konulardan dolayı okul bittikten sonraki yaz Türkiye’ye gidemeyecektim, o yüzden bekletmeden işe başladım. Galiba arada sadece 3 hafta vardı okulun bitişi ve benim işe başlamam arasında.
Okumaya devam et “Amerika’da Üçüncü Yıl”Günlük Parçaları – 2
30.10.2016 – Beşiktaş/Ev
Büyük bir karar aldım. Başta kariyerim ve yaşam tarzım olmak üzere hayatımdaki birçok şeyi etkileyebilecek bir karar.
Okumaya devam et “Günlük Parçaları – 2”Günlük Parçaları – 1
5.10.2016 – Beşiktaş/Ev
Çalışmak hakkında bu aralar çok düşünüyorum. Kendimce bazı doğrular bulmaya çalışıyorum. Dün çok yoğun bir gündü benim için. Bir seyahatten yeni dönmüştüm ve birçok iş birikmişti. Sabahtan uyuyana kadar planlı bir şekilde çalıştım, birçok iş hallettim. Gün bittiğinde çok yorgundum ama aynı zamanda gururluydum. Birçok iş halletmiş olmaktan, hedeflerime ve hayallerime bir adım daha yaklaşmış olmaktan belli bir haz duyuyordum. Beni tek rahatsız eden konu gün içinde kitap okumak, spor yapmak gibi her gün yapmak istediğim şeylere zaman ayıramamış olmaktı.
Okumaya devam et “Günlük Parçaları – 1”Amerika’da İkinci Yıl
Amerika’da ikinci yıl hem benim için, hem de tahmin ediyorum ki oda arkadaşlarım için, herkesin kendi işine gücüne baktığı bir yıl oldu. Çok öyle heyecan veren bir cümle değil bu biliyorum ama hatırladığım kadarıyla durum böyle idi.
Okumaya devam et “Amerika’da İkinci Yıl”Kediler Beni Bazen Üzüyor
Savunmasız canların, kedilerin vs. canının yanması beni neden üzüyor?
Eve varmak üzereydim. Caddenin kenarında bir kedi gördüm. Beyaz bir kediydi ama üstü kirden grileşmişti. Bir patisini yere basmıyordu. Dikkatli bakınca patisinin olmadığını gördüm. Sanki daha önceden bir kazada kopmuş gibiydi. Üzüldüm. Aslında kedinin dışarıdan sefil görünüşüne karşı kendi halinden memnun bir hali vardı. Memnun belki doğru sözcük değil ama ne bileyim sanki bir derdi yokmuş gibi öyle caddenin kenarında durmuş etrafa bakınıyordu.
Az Öz Arkadaşlarım
Sosyal ve çevresi geniş arkadaşlarımı düşündükçe benim çok arkadaşım yokmuş gibi geliyor bazen. Hafif hüzünlü de bir düşünce aslında bu. Ama hani şikayetçi olduğum bir konu mu, pek değil. Zaten hayatımın çoğunda yeni arkadaşlıklar arayan bir insan olmadım. Gerçi var mıdır öyle sürekli yeni arkadaş arayanlar? Vardır herhalde. Neyse.
Amerika’da İlk Yıl
Amerika’da ilk yıl nasıl geçti acaba? Şimdi geriye dönüp bunları yazmakta biraz zorlanıyor insan. Anılar kolay gelmiyor insanın aklına. Keşke daha erken başlasaymışım günlük tutmaya diyorum. Günlükten bakar bakar yazardım buraya. Ama yapacak bir şey yok. Sonuçta bunları elimden geldiği kadar anlatmak istiyorum. Unuttuğum anılarımdan özür diliyorum şimdiden.